🌧️ Hürriyet Ve Istiklal Kavramlarının Ülkemiz Için Önemi
İstiklal Marşı'nın kabulü kaç sene oldu önemi ve anlamı. 2. İsgal altındayken halkın moralini, gücünü yüksek tutmak için Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal
“Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet. Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!” Türk milletinin hiçbir zaman zincirlere vurulamayacağı, esir edilemeyeceğini, koşullar ne kadar kötü olursa olsun özgürlük, bağımsızlık ve hürriyet için ölümü pahasına mücadele edeceğini ve istiklalini kazanacağını anlatan mısralardır.
Klasiksözlüklerde genellikle hürriyet (hürriyyet) kelimesi hem 'soylu olmak' anlamında masdar hem de 'âzat edilmek, bağımsızlığına kavuşmak' mânasındaki harâr (harâre
ReadPaper. The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Volume 6 Issue 2, p. 1653-1677, February 2013 FOTOĞRAF EDİTÖRLÜĞÜ KURUMU VE GAZETELER İÇİN ÖNEMİ* PHOTOGRAPH EDITORSHIP INSTITUTION AND ITS IMPORTANCE FOR NEWSPAPERS Yrd. Doç. Dr. Şebnem SOYGÜDER Ege Üniversitesi İletişim
Erdoğan, "Ülkemizi, 19 yıldır sürdürdüğü, artık yeni bir safhasına geçmeye hazırlandığı demokrasi ve kalkınma hattından çıkarmak için uğraşanlar son viraja girdiklerinin farkındadır. Biz de bu kritik sürecin, ülkemiz ve milletimiz için taşıdığı önemi biliyoruz.
KurtuluşSavaşı’nı anlatan fotoğrafları sınıfta paylaşınız. Bu fotoğraflardan hareketle hürriyet ve istiklal kavramlarının ülkemiz için önemini açıklayınız. Cevap: 7. ETKİNLİK 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ata Yayıncılık Yayınları Sayfa 76 Cevabı
tÜrkİstİklal marŞi'nin sancak, ocak ve yurdu Üzerİne dÜŞÜnceler (thoughts on the flag, hearth and homeland of the turkish independence anthem) Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research, 2020
Alman Derin Devleti Kılıç! Giriş, önsöz kısmını biraz uzun yazdım, ünlü Alman düşünür Goethe’nin dediği gibi; “Uzun yazdığım için hakkınızı helâl edin, kısa yazacak vaktim yoktu.” Şahsen, Alman istihbaratı ile ilk tanışmam Şermin adında gazeteci olarak çalışan bir ajanları vasıtasıyla Ankara’da 1998’de olmuştu. Şermin Yeni Şafak gazetesinde
Cumhuriyet’e büyük bir mücadele sonrası zor şartlar altında sahip olan ülkemiz, bunun kıvancını yaşamalı ve değerini anlamalıdır. Onun ülkemiz için yaşamsal önemi nedeniyle Anayasa’da idare şeklinin Cumhuriyet olduğu hükmünün değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir Anayasa
15 Şubat 1983 tarihinde, askeri rejimin üniversite konusundaki uygulamalarını protesto etmek için üniversiteden istifa etti. 1983-1987 tarihleri arasında Hürriyet gazetesinde danışmanlık, 1987- 1991 arasında ise KAMAR Kamuoyu Araştırma Şirketi’nde yöneticilik yaptı.
Hürriyetve İstiklal benim karakterimdir. Diyerek milli marşımıza verdiği önemi dile getirmiştir.” dedi. Daha sonra Mehmet Akif Ersoy’u anlatarak konuşmasına son verdi. Daha sonra günün anlam ve önemi anlatan sunumlar, gösteriler yapıldı, şiirler okundu. Son olarak İlçemizde yapılan yarışmada ilk 3 dereceye giren
Mehmet Akif Ersoy sadece İstiklal Marşımızın yazarı değil, o aynı zamanda Türk milleti için “vatan, millet, bayrak, özgürlük ve bağımsızlık” kavramlarının karşılığıdır. O, sadece bir şair değil, Kurtuluş Savaşını on kıtaya, kırk bir dizeye sığdırarak Milli Mücadeleyi en mükemmel bir şekilde dile
YgX6C. TÜRKÇE ATA YAYINLARI DERS KİTABI SAYFA 70-77 CEVAPLARI Sevgili Öğrenciler 2021-2022 ATA Yayınları Türkçe ders kitabı Ben Mustafa Kemal’im Metni sayfa 70-77 cevaplarını sitemizde resimli ve çözümlü olarak Yayıncılık Türkçe ders kitabı cevaplarını hazırlamamızda ki amaç sizlerin derslerinde daha başarılı olmasını sağlamaktır. Size tavsiyemiz ise ders kitabı cevaplarını yaparken öncelikle kendiniz çözmeniz yapamadığınız veya eksik kalan noktaları Türkçe ders kitabı cevapları Ata Yayınları yeni müfredata uygun bir şekilde Burda ailesi olarak eğitim öğretim hayatınızda başarılar ATA Yayınları Türkçe Ders Kitabı Milli Mücadele ve Atatürk Cevapları 2021-2022 Sayfa 70-77 Ata Yayınları Türkçe Ders Kitabı Ben Mustafa Kemal’im Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları Sayfa ATA Yayınları Türkçe Ders Kitabı Sayfa 70 CevabıHazırlık Çalışması katıldığı savaşlar ile ilgili edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla Mart VakasıArnavutluk İsyanıTrablusgarp Savaşıİkinci Balkan SavaşıÇanakkale CephesiDoğu CephesiSuriye-Filistin CephesiKurtuluş ATA Yayınları Türkçe Ders Kitabı Sayfa 73 Şiirde yer alan anlamını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarını anlamını tahmin ediniz. Tahminlerinizin isabetli olup olmadığını TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol Anlamını öğrendiğiniz kelime ve kelime gruplarını birer cümlede kullanınız. ATA Yayınları Türkçe Ders Kitabı Sayfa 74 geçen çoğul eki almış kelimeleri aşağıya kelimelerden yapım eki alanları ve almayanları uygun başlığın altına yazınız. ATA Yayınları Türkçe Ders Kitabı Sayfa 75 Şiirden alınan aşağıdaki kelimeler hangi kelimelerin birleşmesiyle oluşmuştur? soruları okuduğunuz şiirden hareketle Şair, şiirde Kurtuluş Savaşı kahramanlarından hangilerinin adlarını hatırlatmaktadır?2. Şair “Erzurum’u, Sivas’ı benden sorun.” dizesiyle bu iki ilin hangi ortak yönünü hatırlatmaktadır?3. Şiirdeki “Erir, Bandırma Vapuru’nun güvertesinde…” dizesindeki Bandırma Vapuru’nun Kurtuluş Savaşı’ndaki yeri ve önemi nedir?4. Şairin, Mustafa Kemal’i bir çınara benzetmesinin nedeni nedir?5. Şaire göre Mustafa Kemal en çok neyi söylemekten gurur duymaktadır? Savaşı’nı anlatan fotoğrafları sınıfta paylaşınız. Bu fotoğraflardan hareketle hürriyet ve istiklal kavramlarının ülkemiz için önemini açıklayınız. ATA Yayınları Türkçe Ders Kitabı Sayfa 76 Cevabı7. EtkinlikBelirlediğiniz Kurtuluş Savaşı kahramanıyla ilgili hazırlıklı konuşmanızı yapınız. • Hazırlıklı konuşmanızda beden dilinizi etkili bir şekilde kullanmaya dikkat ediniz.• Hazırlıklı konuşmanız sırasında kelimeleri anlamlarına uygun şekilde kullanmaya özen gösteriniz.• Hazırlıklı konuşma yapan arkadaşınızı değerlendirmek amacıyla aşağıdaki kontrol listesini ATA Yayınları Türkçe Ders Kitabı Sayfa 77 Cevabı8. EtkinlikOkuduğunuz şiirden hareketle defterinize Kurtuluş Savaşı ile ilgili hikâye edici bir metin yazınız. Metninizi yazmadan önce aşağıda yer alan taslağı uygun şekilde doldurunuz. 2021-2022 MEB-ATA YAYINLARI TÜRKÇE DERS KİTABI DİĞER SAYFA CEVAPLARI İÇİN TÜM DERSLERİN DERS KİTABI CEVAPLARI İÇİN TIKLAYINIZ.
MEHMET ÂKİF ERSOY HAYATI, ŞAHSİYETİ, ESERLERİ VE İSTİKLÂL MARŞI... Her milletin tarihinde derin izler bırakmış önemli şahsiyetleri bulunmaktadır. Mehmet Akif Ersoy da Türk milletinin tarihinde ve gönlünde taht kurmuş büyük bir şahsiyettir. Mehmet Akif Ersoy sadece İstiklal Marşımızın yazarı değil, o aynı zamanda Türk milleti için “vatan, millet, bayrak, özgürlük ve bağımsızlık” kavramlarının karşılığıdır. O, sadece bir şair değil, Kurtuluş Savaşını on kıtaya, kırk bir dizeye sığdırarak Milli Mücadeleyi en mükemmel bir şekilde dile getiren şahsiyettir. Bu nedenle milletin dili, sesi olan Akif’in hayatının bilinmesi ve her fırsatta dile getirilmesi yetmez. O, toplumun her kesimi tarafından örnek alınması da gereken mümtaz şahsiyetlerdendir. Mehmet Akif’in Biyografisi Mehmet Âkif Ersoy, 1873 yılında İstanbul’un Fatih ilçesinin Sarıgüzel semtinde doğmuştur. Babası, İpekli Mehmet Tahir Efendi, annesi Emine Şerife Hanım’dır. İlk ve Orta öğrenimini Fatih Rüşdiyesi ile Mekteb-i Mülkiye İdadisi’nde tamamladıktan sonra, dört yıllık Halkalı Ziraat ve Baytar Veteriner Mektebine girer ve Baytarlık bölümünden birincilikle mezun olur 1893. Ziraat Nezareti, Umur-i Baytariye Müdür Yardımcılığı yapar. Görevi gereği, Rumeli Arnavutluk, Anadolu, Arabistan’da Necid dolaşır. Eşref Edip’le birlikte Sırat-ı Müstakim, Sebilürreşad dergilerini çıkarır. Harbiye Nezareti adına Almanya’ya Berlin gönderilir. Arapça, Farsça ve Fransızcayı çok iyi bilen Akif, Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye Müderrisliği Profesörlüğü yapar.[1] Mehmet Âkif, Birinci Meclis’te Burdur Milletvekilliği yapar 1920-1923. Daha sonra Mısırlı Prens Abbas Halim Paşa’nın davetiyle Mısır’a gider, Hilvan’a yerleşir. 1926’da Mısır’da Edebiyat Fakültesi’nde Türkçe Profesörlüğü yapar. Mısır’da iken, siroza yakalanır. Bir süre, hava değişimi için Lübnan’a gider. 1936 da Antakya’ya gelir, fakat tekrar Mısır’a döner. Mısır’dan da Türkiye’ye döndüğünde ağır hastadır. İstanbul’da tedâvi görür, hastaneye yatar ama hastalığı geçmez. 27 Aralık 1936 Pazar günü akşamı vefat eder. Ertesi gün Edirnekapı Şehitliği’ne defnedilir. İstiklal Marşımızın şairi olan Akif, bütün şiirlerini, Safahat adını verdiği bir kitapta toplamıştır. Mehmet Âkif Ersoy, modern Türk edebiyatı ve düşünce tarihinin kuşkusuz seçkin şahsiyetlerinden biridir. Onu, şahsiyeti ve eserleriyle doğru tanımak, bugün yaşamakta olduğumuz sıkıntıları aşmada bize yol gösterecek düşüncelerin ipuçlarını yakalamak demektir. Mehmet Âkif Ersoy’un hayatına ve eserlerine baktığımızda, onun kelimenin tam anlamıyla bir “şahsiyet” olarak karşımıza çıktığını görürüz. Hayat hikâyesi, eserleri ve onu yakından tanıyan arkadaşlarının hakkında yazdıklarından yola çıkarak bu şahsiyetin hangi kaynaklardan beslendiğini, zamanla nasıl oluştuğunu, eserlerine ve gündelik hayata ne oranda yansıdığını açıklıkla görmek mümkündür.[2] Buna göre onun şahsiyetinin üç kaynaktan beslendiğini söyleyebiliriz.[3] Kur’anlı ev, Pehlivanlı mahalle, Deneysel bilimli okul, Mehmet Akif’in şahsiyetinin oluşmasında Kur’an ve sünnet, Türk-İslam yaşamının hüküm sürdüğü Fatih ve çevresi ile bilimsel eğitim kurumlarının büyük etkisi vardır. Safahat şairi, Çanakkale’yi destanlaştıran şair, Şair-i Azam, Vatan Şairi, ilim, fikir ve dava adamı, örnek bir insan Mehmet Akif Ersoy. Fikir ve edebiyat dünyamızda eşine az rastlanır bir dehadır Mehmet Âkif Ersoy. Pek az şairin eserleri ve fikirleri ile şahsiyeti arasındaki benzerlik hatta ayniyet Mehmet Âkif’inki kadar olabilmiştir. Mehmet Âkif, milletiyle ağlayan, onun derdiyle dertlenen bir insan. Yazdığı şiirlerde yaşanan acılar, yenilgiler, yoksulluklar ve umut dile gelir. “Safahat”ta yer alan her bir şiirde devrin halleri adeta kelimelerle resmedilir. Mehmet Akif Ersoy Türk şair, düşünür, veteriner, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi, milletvekili, şair, Türkiye Cumhuriyeti’nin milli marşı olan İstiklal Marşı’nın güftekârıdır. “Vatan şairi” ve “Milli Şair”, “İslam Şairi” unvanları ile anılır. Çanakkale Destanı ve Bülbül en önemli eserlerindendir. Mehmet Âkif, İstiklal Marşı benim değil, milletimindir, diyerek İstiklal Marşı dışındaki şiirlerini “Safahat” adlı tek eserinde toplamıştır. Milletine armağan ettiği için bu şiirini Safahat adlı kitabına almamıştır. Şair, İstiklal Marşı’nı nasıl yazdığını ise şöyle dile getirir “Bu marş ancak ümitle, imanla yazılabilir. O zamanı bir düşünün. İmanım olmasa böyle bir marşı nasıl yazabilirdim? Zaten ben de başka türlü düşünüp başka türlü yazanlardan değilim. Bu elimden gelmez. İçimde ne varsa olduğu gibi yazılarımdadır.” Mehmet Akif Ersoy, ülkenin içinde bulunduğu acı ve sıkıntı dolu günlerde üzülmüş, kederlenmiş, ancak ümidini ve mücadele azmini asla yitirmemiştir. Bırakın matemi yahu! Bırakın feryadı Ağlamak fayda etseydi babam kalkardı diyerek milletin azim ve ümit duygularını harekete geçirmeye çalışmıştır. Mehmet Âkif, İslam dininde cehaletin, yobazlığın, tembelliğin, batıl inançların yeri olmadığını ifade ettikten sonra, İslam’ın ölüler dini olmadığını aksine hayat dini olduğunu da ifade etmektedir. İnmemiştir hele Kuran, bunu hakkıyle bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için Milli Şair, toplumun kurtuluşunun yolunun ahlaklı ve faziletli gençler yetiştirmekte geçtiğini belirtir. Yeni kuşaklar Mehmet Âkif’i çok kere bir yönüyle tanımaktadırlar İstiklal Marşı şairi Mehmet Âkif. Hâlbuki o, yeni kuşaklar tarafından örnek alınması gereken farklı özelliklere sahip zirve bir insandır. İdealist, sanatkâr, şair, hatip, devlet adamı, kahraman, âlim ve bilge bir düşünce adamıdır. Ama Mehmet Âkif’in öne çıkan ve gençlerimize örnek gösterilmesi gereken en önemli vasfı ise bir düşünce ve hareket adamı olmasıdır. “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın, bana zincir vuracakmış? şaşarım! Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.” Millî marşımızda yer alan yukarıdaki mısralar, bir milletin bağımsızlık, özgürlük ve kendine güven duygusunun ifadesidir. Mehmet Âkif, sözü ve eylemi birbiri ile tam uyum sağlayan ve buna aykırı davranışları asla affetmeyen nadir, örnek insanlardan biridir. Safahat’taki Süleymaniye Kürsüsü’nde adlı bölümde kendisini şu şekilde tanımlamaktadır “Budur cihanda benim en beğendiğim meslek Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.” Doğduğu ve yaşadığı zaman dilimi, hatırlanması bile insana üzüntü ve keder veren bir dönemdir. Üç kıtada egemen olmuş büyük bir medeniyetin kurucusu Osmanlı Devleti’nin yıkılış dönemidir. Üzücü olaylar üst üste gelmekte, kamuoyunda ümitsizlik hâkim olmaktadır. O ise asla ümitsizliğe kapılmamış aksine halkını harekete geçirmek için cepheden cepheye koşmuştur. “İstiklal Harbi’nin manevi cephesinin önderi” sözü onun için yerinde kullanılan bir deyimdir. “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak. Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.” Ankara’da Tacettin Dergâhı’nda bu mısraları yazarken ufukları karanlık, safha safha yıkılmakta olan bir vatanın geleceğine dair umut ışıklarını ateşliyordu. O, şehirden şehre, cepheden cepheye koşarak insanlara, ümitsizliğe düşmemelerini, güçlü ve ümitvar olmalarını ısrarla telkin ediyordu. Âkif’in asıl ideali ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak ruhen ve fizikî olarak güçlü bir nesil yetiştirmekti. Mehmet Âkif, idealindeki gençliği “Âsım’m Nesli” olarak niteliyordu. Âsım, Milli Şair’in ana hatlarını ayrıntılı biçimde çizdiği ideal bir gençlik prototipidir. O, vatanını, milletini, değerlerini ve tarihini seven, haksızlığa tahammülü olmayan, haykıran bir gençtir. Bütün özelliklerini Türk-İslam sentezinden almış olan Asım, kendi çıkarları için değil, ülkesi, milleti, toplumun yararı için çalışır. Âsım, ecdadına saygılı bir gençtir ve tarihe karşı nankörlük edenleri uyarmaktadır “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım… - Boğamazsın ki! - Hiç olmazsa yanımdan koğarım! Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle.. Yumuşak başlı isem, kim demiş uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Bu mısralarda şair, haksızlıklar karşısında susmayacağını ifade eder. Mehmet Âkif dindar bir şahsiyet olarak Müslümanca düşünmeyi ve yaşamayı ilke edinmişti. Mehmet Âkif’in zulme karşı oluşundaki kaynağı, hareket noktası Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz’ins sünneti idi. Şair, zulmü asla desteklemeyeceğini, zalimleri asla sevmeyeceğini açıkça ifade eder. “Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem” mısrası ile hakkın, hakikatin yanında olacağını ifade eder. Bu bölümde bağımsızlık, özgürlük düşüncesi de işleniyor Mehmet Âkif, “istiklâl” kavramını her dem yüreğinde taşıyordu. 8 Ekim 1912’de başlayan Balkan Harbi, büyük bir felakete dönüşmüştür. Bu öyle bir felakettir ki Balkan Türkleri ve Müslümanlarına olmadık işkenceler, zulümler yapılmakta, Bulgar, Yunan ve Sırp çeteleri, Osmanlı Türklerini ve Müslümanları Balkanlardan silebilmek için akla gelebilecek her türlü çirkinlikleri yapmaktadır. Bu durum Âkif’in ruhunda derin yaralar açar. Bu katliamlara rağmen yaşanan siyasi çekişeler de Âkif’i oldukça üzer. Sonunda mağlubiyete sebep olan kendi değerlerini inkâr eden, dejenere, Batı hayranlarını ve bunların arkasındaki Batılı kuvvetleri ağır bir dille eleştirir Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere! Tükürün Ehl-i Salîb’in o hayâsız yüzüne! Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne! Medeniyyet denilen maskara mahlûku görün! Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün! Balkan felaketinin üzerinden çok geçmeden I. Dünya Savaşı başlar. Osmanlı İmparatorluğu için bu savaş bir dizi felaketin başlangıcı olur. Osmanlı, adeta sürüklendiği bu savaş yüzünden kendisini yıkılışa kadar götürecek bir sürecin içine girer. İşte tam bu sırada Çanakkale Savaşları patlak verir. Akif’in aklı, yüreği hep bu savaştadır. Akif, “Bütün dünya toplanıp hücum etse, yine Çanakkale sükût etmez, düşmez!” diyerek kurtuluşa olan inancını ve ümidini dile getirir. Akif’in yakasını felaketler bir türlü bırakmaz. 31 Mayıs 1918 Büyük Cibali Yangını’nda 7500 hane ile beraber oturduğu ev de yanar. 1919 yılı Türkiye’nin belki de İslam aleminin en karanlık dönemlerindendir. Çünkü dünyanın en önemli şehirlerinden İmparatorluğun başkenti ve kalbi İstanbul işgal altındadır. Bu işgal Akif’te büyük bir acı oluşturur. Akif, Safahat’ın altıncı kitabı olan Asım’ı işgal günlerinin bu çileli günlerinde yazar. Vatanın karış karış işgal edildiği bir dönemde Âkif, geleceğe Âsım’la bakmakta, onunla teselli bulmakta, Âsım’ın iradesi ile ülkenin kurtulacağına inanmaktadır. Çünkü ülkenin geleceği iyi yetişmiş kuşaklarla mümkündür. Âsım, bir semboldür. Müslüman Türk gençliğini temsil eder. İnancı tamdır. Ülkesini işgal etmek isteyenlere karşı aklıyla, gücüyle mücadele eder ve kazanır. Bunun en canlı örneği Çanakkale Savaşı’dır. Çanakkale’de yedi düvele karşı mücadele vermiştir, yılmamıştır ve başarmıştır. “Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek; İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.” Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin bir ferdi olmaktan her zaman gurur duymuş, şan ve şerefle dolu Türk tarihine hayran olmuştur. Bunu da eserlerinde yansıtmıştır. Amacı, yurdunu, milletini seven ve yeri geldiğinde uğrunda ölebilen karakterde insanlar yetişmesini sağlamaktır. Bunu şu dizelerle dile getirmektedir. Sahipsiz olan memleketin batması haktır Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır Akif’e göre bilim ve sanatta ilerlemenin, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın yolu bilinçli ve sistemli çalışmaktan geçmektedir. Çünkü milletin varlığındaki devamlılık ancak çalışmayla sağlanabilmektedir. Akif batının teknolojik üstünlüğünü kabul eder ancak batı medeniyetinin üstünlüğünü kabul etmez. Türk toplumuna ters geldiğini savunur. Bu nedenle medeniyeti değiştirmek yerine batıdan milli bünyemize uygun olanlarının alınmasının doğru olacağını dile getirir. Batı karşısında her alanda güçlü bir Türkiye’yi hayal etmiş ve gelişmiş Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelere örnek olması, öncülük etmesi gerektiğini vurgulamış ve ömrü boyunca bu yolda çalışmıştır. Mehmet Âkif, sorunların çözümünde görev alan, çözüm üreten mütefekkir-şairdir. Duydukları, gördükleri kısaca yaşadıkları karşısında kayıtsız kalmamıştır. Yaşadığı dönemde olup bitenler, esere taşınmış, üzerinde düşünülmüş ve dersler çıkarılmış. Şiirini samimiyet’ ve gerçekçilik’ üzerine kurmuştur. “Hayâl ile yoktur benim alışverişim. İnan ki her ne demişsem, görüp de söylemişim. Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek Sözün odun gibi olsun, hakikat olsun tek” “Hayali değil, görüp yaşadıklarını konuşturan, anlatan”[4] Akif, bir ömür inandığı gibi yaşama çabasında olmuştur. Eşref Edip, Mehmet Âkif’in bu yönünü şöyle ifade eder “Âkif, sadece bir köşeye çekilip düşündüklerini ve duyduklarını yazmakta kalan bir şair değildi. Aynı zamanda doğru bildiği şeyleri yapmaya çalışan; hareketlerini samimi duygularına uygun düşürmeye uğraşan bir cemiyet adamıydı.” “Mehmet Âkif, bir istiklâl’ şairidir ve birlik ve beraberliğin sağlanması, düşmana karşı savaşılması hususunda yazıları, şiirleri ve vaazları ile hizmet vermiştir. İstiklâl marşımızda özellikle vurgulanan bir mısrâ vardır. Şiirde tekrar edilir “Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl”. Zafere ulaşmanın ilk şartı inanmaktan geçer. Sonra ise azim ve gayretle yazılan destan ve kazanılan bağımsızlıktır. “Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle” mısrasında geçen “altın lâle” tabiri boyuna vurulan zincir anlamına gelmektedir. İstiklâl Marşımızda geçen “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım; / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” mısralarında da aynı anlam başka bir söyleyişle anlatılmıştır. “Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum.” Hiç kimse beni kendisine esir, kul, köle edemez; beni dilediği gibi yönetemez anlamı burada yüksek sesle dile getiriyor. İtirazlarım karşısında belki beni susturmak istersiniz hatta öldürmek istersiniz beni ama istediğiniz yöne sevk edemezsiniz. Sizin yanınızda değilim nidasıdır bu. Doğru bildiğini söyleme kararlılığı bir kez daha vurgulanmaktadır. Akif’in birçok şiirinde merhamet duyguları, kimsesizleri, mazlumları koruma isteği yer alır. Mehmet Âkif, “Küfe” adlı şiirinde çocuk yaştaki Hasan’ın acıklı hikâyesini anlatır. “Seyfi Baba” şiirinde fakir Seyfi Baba’nın perişan hali, yoksulluğu, kimsesizliği anlatılır. Şair, Seyfi Baba’ya yardım etmek ister ama ne hazindir ki onun da cebinde parası yoktur. Yaşanan bu hali yüreğimizi sızlatan bir mısra ile ifade eder “Ya hamiyyetsiz olaydım, ya param olsa idi.” Mehmet Âkif, yaşanan zorlukları gören, dertlilere derman olmak isteyen, cemiyete yol gösterme çabasında olan bir şahsiyettir. Yazdıklarını, bütün samimiyetiyle şahsında yaşayarak göstermiştir. Çevresinde bulunan Mithat Cemal, Eşref Edip gibi şahısların hatıraları ve tespitleri burada dikkate değer. Mehmet Âkif, “vefalı”, “hür fikirli”, “taassup, istibdat, cahillik ve ümitsizliğe düşman”, “din konusunda müsamahası ve haksızlığa tahammülü olmayan”, “azim sahibi”, “sözünde duran”, “hasisleri ve meşrepsizleri sevmeyen”, “cömertliği ve tevazuu seven”, “hüsn-i hat ve musikiye meraklı olan” ve “geleceğe önem veren” bir şahsiyettir. O, bütün bu özelliklere sahip olduğunu günlük hayatını bunlara uygun yaşamak suretiyle göstermiştir.[5] Birinci Dünya Savaşı’ndan Mondros Mütarekesi’nin imzalanması ile son Müslüman Türk devleti olan Osmanlı Devleti’nin parçalanması hedeflenir ve Sevr antlaşması zorla imzalatılarak Anadolu da işgal edilmek istenir. Bu durumu kabul etmeyip isyan eden şairlerimizin başında gelen Mehmet Akif, halkı aydınlatmak ve Milli Mücadele konusunda bilinçlendirmek için ilk önce Balıkesir Zağnos Paşa Camisi’nde 23 Ocak 1920 Cuma günü bir vaaz verir.[6]Burada Zağnos Paşa Camii’nde Cuma namazından sonra va’az kürsüsüne çıkarak halka hitap eder “Ey Müslüman!” sözüyle konuşmasına başlayan Âkif, önce “Cihan alt üst olurken seyre baktın, öyle durdun da, Bugün bir serserisin, derbedersin kendi yurdunda! dizesiyle başlayan şiirini okur. Bundan sonra Batı’nın neden bilim ve teknolojide bizden ileride olduğunu anlatır. Mehmet Âkif, geri kalmamak için bizim de bir araya gelip çalışmamız gerektiğini ifade eder. Milli Şair, daha sonra sözü Milli Mücadele’ye getirerek, vatanın ve milletin haysiyeti, istiklali, mutluluğu için yapılması gerekenleri anlatır. Âkif, bu vaazını 12 Şubat 1920 tarihli Sebilürreşad dergisinde de yayımlamış, bundan dolayı dergisi işgal kuvvetleri tarafından devamlı sansüre uğramış ve kendisi de takip altına alınmıştır. Sebilürreşad, 1920’li yılların başlarından itibaren Milli Mücadele hareketinin irtibat bürosu gibidir. İstanbul’da hizmet imkânı bulamayan Mehmet Akif, 10 Nisan 1920 tarihinde Milli Mücadeleye katılmak üzere gizlice Ankara’ya doğru yola çıkmış, Büyük Millet Meclisinin açılışının ertesi günü 24 Nisan 1920’de Ankara’ya ulaşmıştır. Akif, Meclis’e geldiğinde Mustafa Kemal’le karşılaşır. Atatürk, Mehmet Akif’e iltifat ederek şöyle der “- Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz, şimdi görüşmek kabil olmayacak, ben size gelirim.” Ankara’da hemen faaliyete geçerek 30 Nisan Cuma günü Hacı Bayram Camisi’nde kürsüye çıkarak halka hitap etmiş, İstiklal Savaşı’na da Burdur mebusu olarak katılmıştır.[7]Mehmet Akif’in, İstiklal Savaşı yıllarındaki hizmetleri arasında Kastamonu ve civarında yaptığı faaliyetlerin ayrı bir yeri vardır. İstanbul’dan Anadolu’ya gemiyle gönderilen silahların ilk durak yeri İnebolu limanıdır. İnebolu limanından alınan silahlar, kağnılarla, at arabalarıyla, atların ve eşeklerin sırtında Kastamonu’ya gelir, oradan Ilgaz dağları aşılarak bin bir güçlükle Çankırı’ya ulaşırdı. Çankırı’da büyük kışlada toplanan bu cephaneler, Çankırılılar tarafından aynı vasıtalarla Kalecik üzerinden Ankara’ya ulaştırılırdı. Silah sevkiyatının yapıldığı bu yol tarihe “İstiklal Yolu” olarak geçmiştir.[8] “İnebolu, Kastamonu ve Çankırı yolunun İstiklal savaşındaki önemi düşünülürse Akif’in bu bölgedeki halk üzerinde bilhassa durmasının sebebi anlaşılır. Bu yolun kapanması halinde Ankara’ya ikmal yapılması imkânsız olurdu.”[9] Âkif, bu dönemde Ankara’da da Sebilürreşad’ı çıkarır; Eskişehir, Konya, Kastamonu, Burdur, Afyon, Antalya, Çankırı ve çevrelerini dolaşarak, dini, vatanı ve milleti uğrunda çalışır. Vatan Şairi Akif’in, 19 Kasım 1920 Cuma günü Kastamonu Nasrullah Camii Kürsüsü’nde yapmış olduğu konuşması, Milli Mücadele ruhunu ateşleyen vaaz olarak tarihe geçmiştir.[10] Mehmet Âkif, burada toplanan halka defalarca hitap ederek, savaşın gerçek sebeplerini ve dünyanın içinde bulunduğu siyasi durumu açıklar ve Müslümanları, milletimizi tehdit eden tehlikelerin asıl kaynaklarını anlatır. Akif’in bu ateşli konuşması, Anadolu’daki tüm valiliklere, kaymakamlıklara, sancaklara, mutasarrıflara ve müftülüklere gönderilmiş, ulaştığı her yerde büyük heyecan ve uyandırır. Mehmet Akif, kendi derdiyle değil, milletin derdiyle, ıstırabıyla mustarip yaşar, milletin maddi manevi dünyası yıkılırken, o hiç gülmez, gülemez ve hep ömrü boyunca Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan! Hey, sıkılmaz ağlamazsan, bâri gülmekten utan! diye haykırır. Mehmet Âkif, Eşref Edip’le beraber 1920 Aralık ayında Ankara’ya döner. Mustafa Kemal Paşa, ikisini de davet eder. Atatürk, daha İstanbul’da iken Milli Mücadele için yaptıkları hizmetleri bildiğini söyledikten sonra “- Sevr Anlaşması’nın memleket için ne feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşad kadar hiçbir gazete memlekette neşredemedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesinde Sebilürreşad’ın büyük hizmeti oldu. Her ikinize de bilhassa teşekkür ederim.” İstiklal Marşı İstiklâl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli marşıdır. Marşın sözlerini Mehmet Akif Ersoy yazmış, bestesini Zeki Üngör yapmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın en zor döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921yılında bir şiir yarışması düzenler. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Birinci seçilen şiirin sözlerine 500 ve bestesine 500 lira olmak üzere para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemez. Ancak, Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi’nin Tanrıöver’in ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla Akif de şiirini gönderir. Akif, İstiklal Marşı’nı Tacettin Dergahı’nda misafir edildiği dönemde kaleme alır. Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif’in yazdığı şiir, 12 Mart 1921’de, Meclis kararı ile İstiklal Marşı, olarak kabul edilir. Âkif, mükâfat olarak ayrılan parayı almaz ve Dârülmesâî İşevi adlı Hilal-i Ahmer’e Kızılay bağlı bir derneğe bağışlar. Milli Marşımızı bütün meclisle beraber Atatürk de ayakta alkışlar. Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Bu marş, milletimiz için önemli bir belgedir, bizim var oluş belgemizdir. Yediden yetmişe milletin bütün fertlerinin ortak duygusunu terennüm eder. Üzerinde herkesin anlaştığı, anlaşabileceği ya da anlaşması gereken düşünceler, duygular İstiklal Marşı’nı oluşturur[11] İstiklal Marşı, milletimizin öz benliğini, değerlerini, yüceliklerini, güzelliklerini dile getiren milli bir yemindir. İstiklal Marşı, geniş bir duygu birikimiyle kaleme alınmıştır. Tarih, medeniyet ve milletin hafızası telmihlerle canlı tutulmuş, dönemin olaylarıyla zenginleştirilmiş, geleceğe ait hedef ve arzularla aktarılmıştır. İstiklal Marşı’nın söz konusu olduğu günlerde Mehmet katılmadığı bir yarışmanın amacına ulaşmadığına inanılır. Milli marşın ancak Akif tarafından yazılabileceğine olan inancın temelinde, Akif’in kişiliği, inanç dünyası, samimiyeti, kimliği, ruhu, geçmişi ve hassasiyetleri ön planda gelir. Mehmet Âkif, İstiklal Marşı’nı sadece yazmamış, bütün ayrıntıları ile yaşamıştır. Söylediklerini görmüş, gördüklerini yaşamış bütün olayları ruhunda hissetmiş ve adeta vecd içinde tamamlamıştır. 20. yüzyılın başlarında Türk milleti tarihinin en trajik günlerini yaşar. “Meclis ve onunla beraber bütün bir Türk milleti korku, ümit, ümitsizlik, zafer ve sevinç haberlerini, duygularını, heyecanlarını arka arkaya ve birbirine karışmış halde yaşıyordu. İşte bu yeis günlerinde Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ hitabıyla başlayan ve Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl’ mısraıyla devam eden İstiklal Marşı doğmaktadır. Milli marşımızın Korkma’ diye başlaması boşuna değildir. Ümitsizliğin, inanç yokluğundan geldiğini haber veren bir dinin mensubu olan Türk milleti, bu manzume ile var olan azmini, imanını, iradesini yeniden bulmuştur. Onun için İstiklal Marşı, bir milletin ölüm-kalım çağının destanıdır.”[12] İstiklal Marşı’nda hedefler, kavramlar ve istekler, belli bir tertip ve düzen içinde yerleştirilmiştir. Başlangıçta yüksek kavramlara değinilmiştir. Bağımsızlığı simgeleyen Alsancak ve Hilal Türk milletinin zihninde derin izler bırakır. On kıta içinde bir millet için gerekli moral değerler yer almıştır. Ümit, cesaret, yüce değerler, kimlik tanımı, kendini bilme, vatanın önemi, toprağın vatan oluşunu sağlayan unsurlar; rahat, müsterih, asude eda ve şükrün ifadesi ile final kıtasına ulaşır. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal Ebediyen sana yok ırkıma yok izmihlal Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin İstiklal Bu mısralarla son bulan marşta, başlangıçtaki tereddüt ve endişe gitmiştir. Akşam karanlığı ile başlayan şiir sabah aydınlığı ile tamamlanmıştır. Tereddüt, yerini sükûnete ve rahatlığa bırakmıştır. Yapılan fedakârlıkların karşılığı alınmıştır. İnsanın sahip olduğu özelliklerle vardığı netice dile getirilmiştir. Akif’in İstiklal Marşı’nda bazı kelimeleri özellikle vurguladığı görülür. Birinci kıtadan itibaren bazı örnekler vermek gerekirse sancak, ocak, millet, kurban, hilâl, helâl, Hak, İstiklal, iman, şehit, cennet, vatan, mabet, ezan, şehadet, din, hürriyet, gibi kelimeler kültürel boyutuyla ve tarihî birikimiyle ifade edilir. Bu kelimelerde asırların hatırası, zaferleri, acıları, milletimizin karakteri, imanı, cesareti vardır. Bize düşen, İstiklal Marşımızı, bayrağımızı, vatanımızı ve milletimizi sonsuza kadar korumaktır. Sözlerimi Mehmet Akif’in dediği gibi “Allah, bir daha İstiklal marşı yazdırmasın.” dileğiyle noktalamak istiyorum. Mustafa KARABULUT Yrd. Doç. Dr., Adıyaman Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Adıyaman. E-posta mkarabulut Kaynaklar ♦ Akay, Hasan, Korkma Sönmez Bu Şafaklarda Yüzen Al Sancak, İstiklâl Marşı İstikbâl Marşı, Hat Yayınevi, İstanbul 2010. ♦ Akyol, İbrahim, Mehmet Akif Ersoy’un Milli Mücadele Yıllarında Çankırı’ya Gelişi ve Çankırı Vaazı, I. Uluslararası Mehmet Akif Sempozyumu. ♦ Duymaz, Recep, Mehmet Âkif Ersoy’un Şahsiyetinin Kaynakları, Bilimin ve Aklın Aydınlığında Eğitim dergisi, Yıl7, Sayı73, Mart 2006. ♦ Düzdağ, M. Ertuğrul, “Mehmet Akif Ersoy Hayatı ve Eserleri” Bilimin ve Aklın Aydınlığında Eğitim dergisi, Mart 2006. ♦ Ersoy, M. Akif, Safahat, M. Ertuğrul Düzdağ, İstanbul 1988. ♦ Yakıt, İsmail, Mehmet Akif ve Tıp Etiği, I. Uluslararası Mehmet Akif Sempozyumu. Yeşilay, Mustafa, Milli Mücadele Yıllarında Çankırı, Gazi Üniv. Sos. Bil. Ens. Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 2000. ♦ Yetiş, Kazım, Bir Mustarip Mehmet Akif Ersoy, Akçağ Yayınları, Ankara 2006. Dipnotlar [1] İsmail Yakıt, Mehmet Akif ve Tıp Etiği, I. Uluslararası Mehmet Akif Sempozyumu, [2] Recep Duymaz, Mehmet Âkif Ersoy’un Şahsiyetinin Kaynakları, Bilimin ve Aklın Aydınlığında Eğitim dergisi, Yıl7, Sayı73, Mart 2006, [3] Bu tasnif Mithat Cemal Kuntay’a ait bir adlandırmadır. Bkz. Mithat Cemal Kuntay, Mehmet Âkif Ersoy, Hayatı-Seciyesi,-Sanatı, Ankara, 1986, [4] Kazım Yetiş, Bir Mustarip Mehmet Akif Ersoy, Akçağ Yayınları, Ankara 2006, [5] Recep Duymaz, Mehmet Âkif Ersoy’un Şahsiyetinin Kaynakları, Bilimin ve Aklın Aydınlığında Eğitim dergisi, Yıl7, Sayı73, Mart 2006, [6] İbrahim Akyol, Mehmet Akif Ersoy’un Milli Mücadele Yıllarında Çankırı’ya Gelişi ve Çankırı Vaazı, , I. Uluslararası Mehmet Akif Sempozyumu, [7] M. Ertuğrul Düzdağ, “Mehmet Akif Ersoy Hayatı ve Eserleri” Bilimin ve Aklın Aydınlığında Eğitim dergisi, Mart-2006, [8] Geniş bilgi için bakınız Mustafa Yeşilay, Milli Mücadele Yıllarında Çankırı, Gazi Üniv. Sos. Bil. Ens. Basılmamış doktora tezi, Ankara-2000, 229 s. [9] M. Akif Ersoy, Safahat, Haz. M. Ertuğrul Düzdağ, İstanbul 1988, s. LVIII [10] Mehmet Albayrak, Mehmet Âkif’in Kastamonu Mitingi [11] Nazım Elmas, Mehmet Akif’in Sanatı İle Milli Marş Olan Şiir. [12] Hasan Akay, Korkma Sönmez Bu Şafaklarda Yüzen Al Sancak, İstiklâl Marşı İstikbâl Marşı, Hat Yayınevi, İstanbul 2010,
Yasal BilgilendirmeAnkara haberleri Hürriyet yerel haberler sayfasında. Haber ajanslarının Ankara ilinden Tünel açma makinesi ülkemiz için son derece önemli hakkında ilettiği tüm haberler farkı ile sizlere ulaştırılıyor. Bu haber ilk olarak 22 Haziran 2022 tarihinde saat 16 44’de yayınlandı. Son dakika gelişmesi oldukça Tünel açma makinesi ülkemiz için son derece önemli haberi güncellenecektir.
İnkılap Tarihi8 ay önce1 Cevap7 KezCumhuriyet ve istiklal kavramlarının ülkemiz için önemi nedir sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz? Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin. İşte Cevaplar Cevap Cumhuriyet ve istiklal kavramlarının ülkemiz için önemi şudur İstiklal kavramı yani özgürlük Türk insanının olmazsa olmazıdır. Türkler bağımsızlığı için onlarca devlet kurmuş ve yıkılmış ona rağmen tekrar tekrar tekrar yeni devlet kurmuşlardır. Çünkü türkler başka ülkelerin egemenliği altında yaşayamaz özgürlüğüne çok düşkündür. Cumhuriyet ise istiklaline bu denli düşkün bir halk için aslında en iyi yönetim biçimidir. Çünkü cumhuriyet özgürlüğü destekler. Cumhuriyet insanların yaşama şekillerine saygılıdır. Ve en önemlisi cumhuriyet halkın kendisini yönetimde ifade edebildiği bir yönetim biçimidir. Bu bakımdan özgürlüğüne düşkün türk halkı için cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir. Bu cevaba 0 yorum yazıldı. Soru Ara? den fazla soru içinde arama YazBilgilendirme 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli
5 Nisan 2022, 110 - Betül YazdıBen Mustafa Kemal’im Metni Cevapları3. Tema Milli Mücadele ve Atatürk 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Cevapları 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77. Sayfa ATA Yayıncılık6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 70 Cevapları Ata YayınlarıHazırlık Çalışması6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 73 Cevapları Ata Yayınları1. Etkinlik6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 74 Cevapları Ata Yayınları2. Etkinlik3. Etkinlik6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 75 Cevapları Ata Yayınları4. Etkinlik5. Etkinlik6. Etkinlik6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 76 Cevapları Ata Yayınları7. Etkinlik6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 77 Cevapları Ata Yayınları8. EtkinlikGelecek Derse Hazırlık6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 70 Cevapları Ata YayınlarıHazırlık ÇalışmasıAtatürk’ün katıldığı savaşlar ile ilgili edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. CevapTrablusgarp Savaşı 29 Eylül 1911İkinci Balkan Savaşı 1912-1913Çanakkale Savaşı 18 Mart 1915Doğu Kafkas Cephesi 1916-1917Suriye-Filistin Cephesi 1917-1918Kurtuluş Savaşı 1919 – 19236. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 73 Cevapları Ata Yayınları1. Etkinlika Şiirde yer alan anlamını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarını belirleyiniz. Bunların anlamını tahmin ediniz. Tahminlerinizin isabetli olup olmadığını TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz. Cevap Tekmil Tahminim Bütün TDK Tamamlama , bitirme Güverte Tahminim Gemilerin denizde yaklaştığı yer. TDK Gemide ambar ve kamaraların üstü İhtişam Tahminim Güzellik TDK Görkemb Anlamını öğrendiğiniz kelime ve kelime gruplarını birer cümlede kullanınız. Cevap Tekmil kitaplarını bana sattı. Annem aşağıdayken güverteye çıktım. Parti çok Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 74 Cevapları Ata Yayınları2. EtkinlikŞiirde geçen çoğul eki almış kelimeleri aşağıya yazınız. Cevap Anafartalar, ellerim, dağların, denizlerin, göklere, dalgaları, EtkinlikAşağıdaki kelimelerden yapım eki alanları ve almayanları uygun başlığın altına yazınız. Cevap Yapım Eki Alanlar Mavilik, çoşkun, benlik. Yapım Eki Almayanlar Kartal, çelik, hırçın, kök, gurur, Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 75 Cevapları Ata Yayınları4. Etkinlika Şiirden alınan aşağıdaki kelimeler hangi kelimelerin birleşmesiyle oluşmuştur? Belirleyiniz. Cevap Çanak- kale , Kara-deniz, Ana-dolu kelimelerinin birleşmesiyle İçinde birleşik kelime bulunan beş cümle yazınız. Cevap Çok yardımsever bir insandı. Pazartesi günü geleceklermiş. Teklifini reddetti. Kolay kolay affedeceğini düşünmüyorum. Pazar kahvaltılarını çok EtkinlikAşağıdaki soruları okuduğunuz şiirden hareketle Şair, şiirde Kurtuluş Savaşı kahramanlarından hangilerinin adlarını hatırlatmaktadır? Cevap Nene Hatun, Sütçü İmam,2. Şair “Erzurum’u, Sivas’ı benden sorun.” dizesiyle bu iki ilin hangi ortak yönünü hatırlatmaktadır? Cevap Erzurum ve Sivas milli mücadelenin nasıl yönetileceğinin kongrede konuşulduğu Şiirdeki “Erir, Bandırma Vapuru’nun güvertesinde…” dizesindeki Bandırma Vapuru’nun Kurtuluş Savaşı’ndaki yeri ve önemi nedir? Cevap Mustafa Kemal’in Samsuna gittiği Şairin, Mustafa Kemal’i bir çınara benzetmesinin nedeni nedir? Cevap Mustafa Kemal ülkesini, milletini gölgesi altına Şaire göre Mustafa Kemal en çok neyi söylemekten gurur duymaktadır? Cevap Ne mutlu Türk’üm demekten gurur EtkinlikKurtuluş Savaşı’nı anlatan fotoğrafları sınıfta fotoğraflardan hareketle hürriyet ve istiklal kavramlarının ülkemiz için önemini açıklayınız. Cevap Hürriyet ve istiklal ülkemiz için çok önemlidir. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi “Ya İstiklal Ya ölüm!”. Başkasının yönettiği , bağımsızlığımızın olmadığı bir yere vatanımız diyemezdik. İnsanlarımıza istedikleri gibi zulüm etmelerine göz yumamazdık. Bu şekilde yaşamaktansa ölmek daha Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 76 Cevapları Ata Yayınları7. EtkinlikBelirlediğiniz Kurtuluş Savaşı kahramanıyla ilgili hazırlıklı konuşmanızı yapınız. Cevap Fransızlar Maraş”a gelerek 8 ayda işgal ederler. İşgalden sonra bir gün hamamdan çıkan Türk kadınlarına fransız askerleri sarkıntılık yaparlar bunu gören Çakmakçı Sait ve Gaffar Kabuloğlu kadınları ellerinden almaya çalışır. İşgalciler Çakmakçı Saiti ağır yaralar bunu gören Sütçü İmam tabancasını alarak ermeni askerlerine ateş açar ve Fransızlar bu işgalin yanlarına kalmayacağını Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 77 Cevapları Ata Yayınları8. EtkinlikOkuduğunuz şiirden hareketle defterinize Kurtuluş Savaşı ile ilgili hikâye edici bir metin yazınız. Metninizi yazmadan önce aşağıda yer alan taslağı uygun şekilde doldurunuz. Cevap Metnimin Başlığı Kurtuluş Savaşı Kahramanları Metnimin Konusu Kahramanlarımızın vatanımızı nasıl korudukları. Metnimde Yer Alan Kişiler Şahin Bey, Gördesli Makbule, Sütçü İmam, Satı Çırpan, Fevzi Çakmak, Nezahat Onbaşı, Yörük Ali, Kara Fatma Metnimde Olayların Geçtiği Anadolu Serim Bölümünde Anlatacaklarım İşgalcilerin ülkemize girmesi Düğüm Bölümünde Anlatacaklarım Kahramanlarımızın yaptıkları Çözüm Bölümünde Anlatacaklarım Sonucunda ne SAVAŞI KAHRAMANLARI Kurtuluş savaşı döneminde işgalcilerin ülkemize gelmesiyle ortalık karışmaya başlamıştı. Milletimiz evlerinde rahat bir uyku uyuyamaz olmuştu. Nereye baksalar, nereye gitseler karşılarına işgalci devriyeler çıkıyor ve zulüm ediyorlardı. Bu zulüme artık kimse katlanamaz olmuştu. Kadınlarımıza sataşanlar, çocuklarımıza rahat vermeyenler bunların hepsine dur diyen birileri işgalcilerin karşısında durmuş. İşte bu kahramanlarımız Şahin Bey, Gördesli Makbule, Sütçü İmam, Satı Çırpan, Fevzi Çakmak, Nezahat Onbaşı, Yörük Ali, Kara Fatma. Bu kahramanlarımız milletimizi yaptıklarıyla cesaretlendirmişlerdir. Türk milleti bağımsız ve hür olmak yolunda tüm güçleriyle ,işgalcileri vatanımızdan vatanın kurtuluşunu sekiz kahramanın cesaretine, Atamıza , şehit , gazi olan bu yolda savaşan milletimize Derse Hazırlık15 Temmuz ile ilgili haber metinleri bulup sınıfa getiriniz. Cevap Anonim cevap yazdı 24 Ekim 2021, 1848güçlü mizacı ile sadece Türkiye’nin değil dünyanın da dikkatini çekmiş bir kişiliğe sahiptir. Öyle ki onun ismini büyüten kişilik özellikleri onu hem lider hem yönetici olmuş bu yönünü Türkiye’nin kurtulması, büyümesi için kullanmıştır. Işıl cevap yazdı 7 Kasım 2021, 09186. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Cevapları gerçekten çok güzel bir yazıydı teşekkür ederim bravo artık ödevlerime buradan bakacağım bayy Buse Güven cevap yazdı 15 Kasım 2021, 1830Çok teşekkür ederim cevaplar çok güzel 8. etkinliğe bayıldım bundan sonra hep bu siteyi kullanacağım. Boran Güngören ?? cevap yazdı 25 Kasım 2021, 0753Selam adımı vermek istemediğimden yazmadım onun yerine başka bir isim yazdım harikaydı TEŞEKKÜRLER ama cinsiyetim kız’dır ????? Anonim cevap yazdı 1 Aralık 2021, 1721Çok güzeldi gerçekten yardımcı oldunuz çok teşekürler?✨ Anonim cevap yazdı 8 Aralık 2021, 1924Bunun sayesinde yazılıdan yüz aldım çok teşekkürlerYorum Yazmak İster misin?Forum Ders Cevapları Copyright © 2019-2022
hürriyet ve istiklal kavramlarının ülkemiz için önemi